Bir yanda sessiz dua
Bir yanda şuh kahkaha
Bir yanda pul’a kulluk
Diğer yanda ALLAH’a
Sanmam koca dünyada
Eşin bulunsun daha
Ey İstanbul,İstanbul
Senin iki yüzün var
Bir yüzün gülüyorken
Diğerinde hüzün var
İbadet sessiz,sessiz
Rezalet ise gümbürtülü
Çirkinliğin meydanda
Güzelliğin örtülü
Saraken ufukları
Gururun kızıl tülü
Gecelerin kim bilir
Ne günahlara gebe
Taksimdeki günaha
Eyüp de büyük tövbe
Örf,adelet,gelenek
Yerle bir ahalide
Padişah mezarda ürperir
Laleli de
Hayal tacirlerine rağbet
Bab-ı ali de
Bu gidiş hayra değil
Kalbine taze kan bul
Karanlığa yüz çevir
Güneşe dön İstanbul
Ne yazık ki satılır olmuş
İnsan maddeye
Koyun kasapta satılık
Kadın düşmüş caddeye
Nasıl gelmez İstanbul
Hırsla çatlar raddeye
Her halin edasıyla
İstanbul’um bir hoştur
Kadir de tam Müslüman
Noel de tam sarhoştur
İş yerinde yabancı kelimelere itibar
Kafeterya,butik,bombarşek,şarkuteri var
Beyoğlun da Türkçe yok
Diğer bütün diller var
Rüzgar batıdan esmiş
Fatihin ruhu kayıp
Ey İstanbul,İstanbul
Sana yeter bu ayıp
Ey zaman zalim zaman
Geç saniye,saniye
Teknik te ilerlerken
Mana da çöküş niye
Çağırırken imana
Fatih süleymanıye
Çevir yüzünü çevir
Pisten,kirden,çamurdan
Kıbleye dön İstanbul
Feyz al ilahi nurdan
Karaköy de günahlar sarılır kalır size
Çan çalarken taksim göbeğinde kilise
Ayasofya susuyor bu ne garip iş ise
İsyanın yeri yoktur,
Eyüp sabra çağırır
Meşhur Zincirlikuyu gel der kabre çağırır…
AHMET MAHİR PEKŞEN