3 Aralık 2011 Cumartesi

Güneş Doğudan Yükseliyor

 Direk konuya giriyorum;

        Sizin hiç babanız dağ başın da nöbet tuttu mu? Benim babam tuttu. Siz hiç panzer mermileri ile oyun oynadınız mı? Biz çok oynadık. Siz evin duvarına yaslanıp, battaniye ye sarılarak çatışmanın bitmesini beklediniz mi? OoooOO biz çok bekledik. Sizin bulunduğunuz ilçede bir gecede beş (5) okul birden yandı mı? Hiç feryat figan duydunuz mu? Biz çok duyduk. Ya siz hiç böyle şeyler duymadınız, görmediniz değil mi?

                                             

            Günümüzdeki olaylara bakalım;

              Yurdumuzun batısında ÇILGIN projeler açıklanıyor ama yurdumuzun doğusu çılgına dönüyor. Çünkü bir yanda metropol yaşantısı şehir içi hizmetler mimari yapıtlar. Diğer yan da hastanesi olmayan, hastanesi olupta doktoru olmayan ilçeler, okulu olan öğrencisi olmayan köyler belediye hizmetlerini kaldırım söküp çim sulamayı hizmet esası kabul eden belediyeler insanı çılğına döndürüyor.

             Öte yandan barış ve demokrasiden nasibini almamış kişilerin doğu insanının tamamını temsil ediyormuş gibi gösterilmesi bana bu garip milletin sahibi kim dedirtiyor. Bu kişiler meclisteyken kapalı oturum yapanlar ya da her an sınırötesi operasyon olabilir diye demeç verenler neleri gözden kaçırıyor. Doğu insanının elinde avucunda bir hayvancılık kalmış artık onuda ithal anguslar ile ellerinden alarak suskunluğa bir bıçak darbesi daha vurulduğunun farkında değilmisiniz.


             Ya da bunları hiç düşünmeyin İsrail sen masraf etme silahlarını ben sana üretirim demiş. Amerika sen düşünme ben sana destek olurum diye nasihat etmiş. Avrupa ben sana yol gösteriyorum şunu şöyle yap şu kadar üret falan kişiye satma kiloğramını şu fiyattan yukarı sakın alma demiş ise bunları düşünmek bile boşuna.

           Dışarıya bakmayın bile;

             Türkistan kan ağlıyor. Filistin'de hala kan dökülüyor. Karabağ'da feryat hala acı saçıyor, Bosnada göz yaşı akıyor, Kosova'da ki çocuk zaten doğmadan mülteci olmuş, sırf sorunlu dış politikamız sayesinde farkında bile olmadan günlerimiz akıp gidiyor.

         Bu arada adalet sistemimize bir örnek;

Hastanede unutulan tutuklu Hayrettin ERTEKİN, taksi tutuyor, Silivri ceza evine geri dönüyor. Taksi parasınıda cebinden veriyor öyle gidiyor ve hakimler ''tutukluluğunun devamına karar veriyor''
Gerekçe ise;

                 <Kaçma tehlikesinin geçmemiş olması>