14 Şubat 2012 Salı

Biz Büyüdük Ve Kirlendi Dünya

     Bazen insan eskilere bakmalı eski fotoğraflara baktıkça küçülmeli. Çocukluğunu dinlemeli annesinden, dedesini hatırlamalı, babasının aldığı oyuncakla geçirdiği saatler canlanmalı gözünde neler yaptığını göz önüne getirmeli. Oturup amcasıyla bir çay içerken okula başladığı günler aklına gelmeli ve daha dün yediği yemeği hatırlamalı. Yaramazlık yaptığı zamanlarda hışımla gelen 38 numara anne terliğinden sakınmalı kendisini sonra yavaş, yavaş büyüyerek gecmişteki çocukluk anılarıyla bu günlere geldiğini görerek şaşırmalı.
                                                                           
                                             
                                                                   

      Çocuk olmak kaybedeceğiniz bir masumiyete sahip olmaktır aslında. Çocuk olmak küçücük şeylerle mutlu olup herkesi iyi zannetmekti, istediğin herşeyi söyleyebilmekti, anne kucağında baba omuzunda durabilmekti. Çoğu zaman hayal dünyasında yaşayıp oyuncaklarla arkadaş olabilmekti. Çocuk olmak süperman'a inanmak büyüdüğünde dünyanın değişeceğini herşeyi yapabileceğini düşünmekti.

     Her insanın yürüdüğü bir yol var ve yolun tam ortasında durup arkasına dönmek önünüzü tam anlamıyla görememenize çoğu zaman neden olur. İnsan önünü göremediği zaman dönüp arkasına bakmasıda hiç bir fayda sağlamaz.

                                                                   


     İnsan çocukken oyun oynadığı yerleri görmeli yaşadığı eve gitmeli kendi içinde yaşattığı çocukla konuşmalı bazen çocukluk yapıp yeniden büyümeli! Her insan arınmaya ve tazelenmeye ihtiyaç duyar psikoterapi bilimi insanı incelerken sürekli çocukluğundan başlar ve her zaman yolların başını hatırlatır. Bu yolları görmeden yaşamadan kendi yolunu nasıl bulur insan.

    Şair demiş ki;

 '' Bugün ağla çocuğum yarın ağlayamassın şimdi anladığını sonra anlayamassın''