13 Nisan 2012 Cuma

GALATASARAY İÇİN ADANMIŞ HAYATLAR (Sebahattin ŞİRİN)

       Galatasaray tribünlerinde her zaman gördüğümüz görmeye devam edeceğimiz adamdır. Evet adamdır, ağır bir insandır. Görmeye alıştığınız insanlar gibi tribün liderliğini rant haline dönüştürmemiştir. Önce tüccar olanlara inat önce insan olmaya özen gösterdiği için çok sevilen saygı duyulan bir adamdır. Galatarasay için adanmış hayattır. ultrAinsan yıllarını , gecesini, gündüzünü vermiş ve tribünde o kadar şanı olmasına rağmen asla kibir sahibi değil ona, buna sataşan değil, kendi halinde maneviyatına önem veren bir insandır.

      Gösterişi fazla sevmez bir voleybol maçı sonrası bizzat ben yine tribünden bir abimize reis için bir pankart düşünüyoruz dediğimde aldığım cevap ''Reis gösterişi sevmez pankartı gördüğü an reklam olacağını düşünür kendisinin yaptırdığını düşünen olur diye hemen müdahale eder pankartı toplatır. Aldığım cevap aynen böyleydi ne bir eksik ne bir fazla! Çok kitap okuduğunu bir maç öncesi duymuştuk. Deplasman maçına giderken bile yanından kitap eksik etmediğini biliyoruz. Tribün liderlerinin yanı pek boş kalmadığı için insanların yanlarına kolay yaklaşma şansı pek fazla olmuyor yalnız bir maç seyrederken inanan insanların baktığı gibi baktığını görmek rahatlatır tribünü. Böyle insanların yerinde olmak kolay değil yerini doldurmak çok zor. Neden mi? Söylediğiniz her şey saptırılabiliyor. Söyledikleri medyaya yansıyabilir ve kendi söyledikleri değil aleyhteki bir konuşma şeklinde yayınlanarak bir anda hedef olarak görülebilirsiniz. Malum bizde sosyal medya taraftarlığı son yıllarda aldı başını gidiyor. Bu durumda bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan herkes yorum yapabiliyor. Empati kurmuyor kendisini bu adamların yerine koymuyor, iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmaktan ziyade aklına ne eserse yazıyor. Ve bu yazdıklarına söylediklerine başkalarını da çok kolay inandırabiliyor.
                                                                                                                                             
      Her tribünün kendine özgü kendi içerisinde yaşattığı bir vicdanı vardır. En zoru herşeyden zoru tribünün saygısını kazanmaktır. Tribünler başkadır başka türlü yaşar, vaadlere kolay kanmaz bir kişiye çok çabuk ısınmaz.Yeri gelir çok sert tepkiler verir. Tribüne oynamak kolay evet ama tribünü oynatmak kolay bir iş değil. Söylenecek çok şey var ama biz seni hep bu halinle hatırlamak istiyoruz. Çünkü bu duruşunu biz çok sevdik. Bu yazılanlar bir insanlık fotoğrafı çıkartıyor ortaya. Bu kadar insan olunca insanın başı göğe mi eriyor sanki diyebilirsiniz. Bu günlerde çoğu insan yüzünde ki kırışıklıkları yok etmek istiyor, insan bir duruşa, bir hayata, bir yaşama karşılık gelen çizğileri neden yok etmek ister. Riya ve kibrin hat safaya ulaştığı bu dönemde böyle insanları görmek selamlaşmak adamı mutlu ediyor. Bu arada Orhan Ölçen tarafından yazılan Galatasaray tribün tarihi kitabını mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Tam anlamıyla bir tribün tarihi bir destan..

      Uç nokta;

    Değişme Reis acımıza , sevincimize ve hüznümüze ortak oldun o sette dimdik ayakta durman bize güç katıyor. Hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığı bu ülkede senin göründüğünden başka bir yüzün olmadığı için değişme.. Ve biliyoruz sen değişmeyeceksin Reis değişmeye kalksan bu kez insanlığına ağıt yakacaksın.




     Şimdi söylenecek tek bir söz kalır geriye; Bu alemde Reis... Gerisini siz getirin...










Fotoğraf sosyal paylaşım sayfasından alıntıdır.