22 Aralık 2011 Perşembe

BEYAZ GÜL SİYAH GÖLGE

  Soykırım nedir abi;

        Soykırım olabilmesi için illa 1.500.000 insanın ölmesi ya da 150.000 insanın ölmesimi gerekir.

Öyle Değil ama;

Hukuka göre 15.000  kişi dahi ölse ve bu yok etmek amaçlıysa soykırım olarak geçer. Eee bu Avrupai devletler Ermenistan'ı neden bu kadar düşünüyor. Seneye seçimleri var oy hesabı diyerek klişeleştirmek yerine tarihimizden bir kaç not'a bakalım.

   
        Ne demişti Hacı Bektaş-i Veli; Övündürmesin seni yükseklerde oluşun çamurda yükseklere çıkar kanadında bir kuşun. 

        1914 te Fransızlar Adana, Maraş, Antep ve Urfa'ya 6 tabur ile çıkarma yaparken 3 taburun Ermeni askerlerden oluştuğunu az çok araştıranlar bilir. O dönemde çok şükür Adana'da Kara Fatma, Maraş'ta Sütçü  İmam, Antep'te Şahinbey Urfa'da Ali gaip (Kod adı:Namık) gibi vatan evlatları vardı ve bu topraklara son damla kanlarını dökerek Fransızları püskürttüler. Şimdi Fransa'nın arkasına bakmadan kaçışını düşünün adamlar gelip te Karabağ ya da Srebrenitsa soykırımlarını savunacak değil heralde. Bu arada Srebrenitsa neresi ya diyen varsa sahada görüşmeyelim!

                                                                                 

      Amerika neden destekliyor peki diye düşünüyorum. Aklıma nedendir bilmem İngiltere geliyor. Devrin süper gücü İngiltere Osmanlı'ya karşı nasıl Ermeni kartını ortaya attıysa, bugün Amerika aynı kartı Türkiye'ye karşı kullanıyor. Yok ne alakası var adamlarda bir kere insan hakları var diye düşünür bu yazıyı okuyan ya da en azından akşam evde haberleri takip eden kişi ki düşünmemesi için pek fazla da bir sebep yok hani. Yüzyılın en büyük yalanıdır 'insan hakları'', hep zengin milletlerin diğer milletlerden üstün olduğunu savunur. Olan sana, bana doğal olarak bize olur.

      Ya bu Ermenilerin 1914 te nüfusu ne kadardı. Hiç mi Rus ordusunda savaşırken, doğuda çeteler halinde ortalığı yağmalarken Fransız ordusunda 3 tabur oluşturuken ölen olmadı. Diğer tarafa bakalım Fransa Cezayir meselesinde 2006 yılında ki suçlama sonrasında konuyu tarihçilere bırakalım sesleri yükseldiğinde Sarkozy babamın yaptıklarından dolayı ben sorumlu tutulamam demişti değil mi?

Bilinç altı; Bizim bu olaylarla ilgili yayımlanan kitap ve dergi sayısı henüz 5.000 civarında. Yalnız Ermenistan bu konuda çok ileri 60.000 üzerindeler. Bu yayımlanan kitap ve dergilerin % 10 luk kısmını okusalar dahi bizden daha bilinçli bir toplumları oluşuyor. Haberiniz olsun..

    Sözün bittiği yer;
 
     Kerkük'te kurşunlar ansızın bizi vururken bizmiydik soykırım yapan. Çanakkale'de etten duvar olurken bizmiyiz soykırım yapan. Hasan Tahsin ilk kurşunu sıkarken, Seyit onbaşı 215 okka kaldırırken kimdi soykırım yapan. Yemen'de yanarken, Sarıkamış'ta donarken, Balkanlar'da ölürken biz miydik soykırım yapan? Şimdi söyle kimdi bizi arkadan vuran!


                                     

 Kaynak:

Prof. Dr. Mahir Kaynak / ÖMer Lütfi Mete: Derin pkk

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu: Tarih Gelecektir

19 Aralık 2011 Pazartesi

HER TARAFTA SEN

Kimdir Alpaslan DİKMEN;


         Lastik ayakkabılarını satarak kumaş alıp Galatasaray bayrağı diktiren adamdır. Bir nesile Metin OKTAY olabilmeyi öğreten adamdır. Taraftarlara saldıranlara karşı en önde olan adamdır. Kopenhag'da ağlamaktan penaltıları göremeyen adamdır.
   
                                                             
      Artık özlemek bile yetmiyor yarım kalıyor her sevinç kursağımızda düğümleniyor abi, bildiğin gibi değil. Alpaslan Dikmen sokakta yürüyen senin, benim gibi bir Galatasaray taraftarından farklı değilmiş ama hesapsızmış duruşundan, yaptıklarından kısaca her hareketinden bu anlaşılabilirmiş. Öylesine hesapsızmış ki  bizde ağabeylerimizden duyduk. Cebindeki parayla taraftarı doyurur kendisinin simit yediği olurmuş. Yalnızca tribünler arasında değil günümüzde sayıları hızla azalan insanlar arasında bir köprü olduğunu düşünürmüş herkes. Ölümüne sevmek diyordun abi işte ölümüne sevmek böyle birşeydi!

       Tribünleri yeniden canlandıran, değiştiren heyecan katan ağabeyimiz için taraftar olarak yönetimden bir isteğimiz var. Yerine getirilmesi hiç zor olmayan çok masum değerbilir bir istek. Herkesin abisi kadar sevdiği değer verdiği Alpaslan Dikmen adını bir tribüne verilmesini ve o tribün kombinelerinde isminin yer almasını istiyoruz.
     
Böyle insanların adam gibi adamların yeri de dolmuyor yokluğu da unutulmuyor. Çok sevdiğin Metin Oktay gibi bir trafik kazasında yalnız bıraktın tribünleri. Biz seni ne unutur ne de unuttururuz. Gözlerimizde ki cümlelerde hep sen varsın sözlerimizdeki yağmurlarda da hep sen olacaksın!

Alpaslan Dikmen Galatasaray taraftarının vefasıdır. O yoksa sevincimiz de, acımız da, göz yaşımız da eksik... HER TARAFTAR SEN, HER TARAFTA SEN