14 Mart 2013 Perşembe

YARI FİNAL YAKIN KURALARA BAKIN



Yine ayın 12. günü kendi uğuruyla gelmişti. Samiyen'de taraftarın ıslıkladığı oyuncular homurdandıkları takım schalke deplasmanında tarih yazdı ve çeyrek finale adını yazan takımımız oldu. 13 mart Çarşamba günü herkes Galatasaray'ı konuşuyordu ilk yarıda futbolumuzun hastalığı olan duran top pozizyonu dışında kaydadeğer bir pozizyonu olmayan Schalke karşında Galatasaray avantajlı skoru aldı. Almaması zaten süpriz olurdu Hoöwedes diye bir stoper var schalke'nin defans yapmasına gerek kalmıyor Matip ilee tek olumlu yönleri kafa toplarına hakim olmaları kötüler demiyorum ama dikkatlice izledyseniz koşularda ve top kontrolünde ikiside çok ağır kalıyor.

                              

Çerek finalde nasıl bir eşleşme olur bunun için derin analize gerek yok. Barcelona kiminle eşleşirse eşleşsin kesin favori, Münih Barcalona ile eşleşmesse kesin favori, Dortmunt Barcelona ve Münih ile eşleşmesse favori, Real Madrid Barcelona, Münih ve Dortmunt ile eşleşmesse favori geriye kalan Malaga, Juventus, Galatasaray ve PSG ise her an herşeyi yapabilecek bombayı rakibin kucağına bırakabilecek takımlar ki Avrupa'nın ilk sekiz takımı söz konusu. Herkesin gönlünden geçen bir rakip var ben Juventus'u istiyorum. Hiç haz etmediğim PSG de gelse fena olmaz. Bunun dışında Barcelona ve Münih eşleşsin Real ile Dortmunt eşlesin Malaga'ya da Psg düşsün uğraşıp dursunlar birbirleriyle.

 İkincilik heyecanı liğe ayrı bir neşe katıyor ama heyecan ve başarı çıtasını yine Galatasaray yükseltiyor. Hiç farketmiyor gerçekten hiç farketmiyor Alman, İtalyan, İspanyol, İngiliz hiç fark etmiyor...


                                                               
                                                                 
                                                                  
                                                                       

13 Mart 2013 Çarşamba

MESELA


         Mesela,

        Kelime anlamı örnek vermeden önce kullanılan bir sözcük olarak görülür ama o verilen örnekler çok basite alınacak türden değildir.


                               
     

       Mesela, kişi eski anılarını düşünmeye başladığında insan bu hale düşmeye görsün en çaresiz kaldığı an demektir. Bir şarkıyı defalarca dinlemeye başlar. Sonrası mı? Mesela birilerini ve bir şeyleri düşünmek yara gibi bir duygu. Düşünce ne kadar derinleşirse yara da o derece ağır oluyor haliyle. Geçmişte yaşadıkları  ya da yaşamak istedikleri aklına geliyor, telefonda duyabileceği bir sesin kendisini ne kadar mutlu edebileceğini düşünmeye başlıyor. Sonra yara iyice ağırlaşıyor mesela öyle günler yaşıyoruz ki ''üşüdüysen ceketimi vereyim demek yerine üşüdüysen bize gidelim'' dese bu hallere düşmeyeceğini anlıyor. Mesela kim bilir ne anlama geliyor eskiden insanların hüzün dediği şey diye dalıp gidiyor ama asıl meselenin zalim olmaktansa mazlum olmak, katil olmaktansa maktul olmak böyle mutlu olmaktansa mahrum olmak olduğunu anlaması için  zaman gerekiyor.

      Şöyle bir şarkı sözlerine bakmak aklınıza gelir mi mesela ne gibi bir anlam taşıyor ne anlatıyor neden dinleniyor. Sözler şöyle olsa mesela bir anlam taşımaz mı? Şarkı Seden Gürel'in biri bu şarkıyı slow akustik cover yapsa çokta güzel olur.

              Gizliden dolar ya gözlerin bazen
              Bil ki seni düşündüğümden
              Nedensiz dalar giderim ya bazen
              Bil ki sen aklıma geldiğinden

              Gönlülün benden yana olduğunu
              Gözümle görsem inanmam
              Yine de en olmadık anda bile
              Düşünmeden duramam

              Hayal bu ya, farzet sevmişsin sen,
              Olmaz ya, hani olmuş mesela
              Hayal bu ya, sarmış kolların
              Olmaz ya, hani yanlışlıkla

     Hangimiz mesela bir fotoğrafa saatlerce bakıp durmadık ki. Hangimiz gecenin bir yarısı o adam gibi radyo programlarını beklemedik. Hangimiz gözlerini kapatınca saatlerce uyuyor numarası yapmadı ki. Bak eskiden insanlar şöyleydi böyleydi ama delikanlı adamdı derlerdi. Eskinden insanlar onuruna ve gururuna söz getirmemek için elinden geldiğince çaba gösterirdi şimdi ise insan bu vasıfları taşıyıp ahmak gibi ölmekten korkuyor. Mevzuyu anlıyorsun değil mi? Mesela bu yazıdan kendine pay çıkartıyorsan eğer aşağıdaki  bölümü dikkatli oku. Gerekirse bir daha oku mutlaka.
                                                         
                                                                                                                                                                                                                    

     Kapitalizm aşkı da kendi göğsünde yumuşatıp eritebildiğini  her 14 şubat günü gösteriyor mesela. Sen ne yapıyorsun! Düşünme sen boş gelen arabaları uzayan yollara bakan gözlerin dolmasın artık öyle sessiz kalma  bekleme birilerini beklediğin, istediğin şeyler öyle bir yerde biter ki sen bile şaşırırsın. Sana göre değil sahilde yalnız yürümek otobüse bindiğinde şoföre veya yanındakine sor yanlış gidersin, evden çıkarken ocağı iki defa kontrol et kapıyı kilitledin mi diye düşün yoksa çıkma dışarı! Sevginin günü mü olurmuş sadakatsiz sevgi mi olur diye fazla dert etme pırlanta reklamlarından da gördüğün gibi insanın kalbine giden yol basit ama çok yüklü bir maliyeti var! Önce bunu öğren.Karşıdan karşıya geçerken trafik ışıklarına dikkat et ışık yoksa sakın karşıya geçme sakın! Zaman bir yarayı kapatmak için yeterli değil bunun için acı da lazım. Kendine mesafe koyma durakta beklerken önüne bak havaya bakma! Çaresiz kaldım diye de çok fazla dert etme çaresizlik kötülüğün mimarıdır çoğu zaman yoksa yıkıldığının resmi çıkar ortaya haberin olsun!


Not; İş bu yazıda 11 defa vurgulama amaçlı mesela kelimesi kullanılmıştır...