18 Kasım 2011 Cuma

SANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞARSA

       Kimi zaman sayfalar dolusu yazılar ile anlatılması zor olayları bir çırpıda anlatmak için atasözleri kullanılır. Atasözlerimiz içinde olumlu anlamlar yüklemiş olduğu gibi, olumsuz anlam kazanmış olanları da bulunur. Olumsuz anlam taşıyan atasözleri çoğu zaman yanlış olanı destekler gibi görünse de, bunların doğru bir amacı ve topluma verdiği zararı analtmak için kullanıldığı görülmüştür. ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' gibi...

       Bazen insan ses duymak istiyor. Doğal, güzel sesler. Sesin yerini artık gürültü almış bunaltan ve kulakları sağır eden gürültü. Oysa çok eskiden bir bilim adamı, gün gelecek insanlar sıtma hastalığıyla mücadele eder gibi gürültüyle mücadele edecek diyor. Hani Mehmet Akif'in bir şiiri var ya haya perdesi ;

                                                   
        
 Gürültü dedik  fazla uzaklaşmadan dilimizde ki gürültüye bakalım. Dilimizde yabancı sözcükler kullanmak kültürün ölüçüsü olmuş halde. Türkçe sözcükleri cımbız ile seçip alıyoruz. Teknolojiyi kötülemek istemiyorum ama teknoloji ile savaş halinde yaşıyoruz.

      Kültürümüz kirlenmiş bizim o kadar kirlenmiş ki artık farkındamısınız başka kültürlere saygı duyarak yaşıyoruz. Gün geçtikçe tembelleşiyoruz sanal ortamda Selamınaleyküm yazıldığında aldığınız cevap a.s oluyor. Çoğu insan ben de dahil a.s'nin Aleykümselam anlamı taşıdığını çoook sonradan öğrendik.

Şunu anlatmak istiyorum. Eğer sen; ''the snake that doesn't touch me can live a thousand years.'' dersen üzülen biz oluruz. Yeterince açıklayıcı olmadıysa 'Suya Sabuna dokunma' var anlatayım mı?

                          
                                         

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder